Çarşamba, Kasım 28, 2007

sadece saçmalıyorum


diyorum ki bazen, açsam kalbim kadar beyaz bir sayfa da aklımdan geçenleri bilmeden yazmaya koyulsam yazabilecek kadar beyaz yer var mıdır? sonra açıyorum öylesine bir sayfa ve yazmaya koyuluyorum.

parmaklarım yazar iken içimden bir ses tekrar ediyor yazdıklarımı. bir de yazdıktan sonra görebilmek gibi bir handikapı var bu işin. kötü oluyor tabi. en azından ben kötü hissediyorum bu durumda, kimi zaman aslında hiç yazılmasını istemediğin şeyleri yazmış olduğunu farkedebiliyorsun mesela. sonra peşinden yardımıyla en baştaki kadar temiz yapabiliyorsun sayfayı.

en baştaki kadar temiz yapabiliyorsun dedim de aklıma takıldı. şimdi ben bu yazdıklarımı silsem en başındaki kadar temiz olabilir mi bu sayfa? olursa nasıl olur? sonradan üzerinden yazdıklarımın altında duran silinmiş cümleler anlamlarını katar mı son yazdıklarıma? yoksa, en baştaki kadar temiz bir sayfa olur mu hakikaten? neyse, şimdi yazarken bana olmazmış gibi gelmeye başladı nedense.

son zamanlarda boyun ağrım iyice kendini kaybetti. ensemin sol kökündeki kendini bilmez sızıdan bahsediyorum aslında, ama böyle boyun ağrısı deyince daha bir heyecanlı oluyor gibi. neyse işte, azıttı dedim ya şimdi yine başladı inceden inceden sızlatmaya. bir de geçen gün, kaydedilip ona buna seyrettirilesi bir olay yaşadım kendi çapımda. ndeydik ve sağlam bir uçuşla sahnenin yanındaki alana geçiş yaptım. geçiş fena değildi de sırt üstü inmek biraz gururumu incitti doğrusu. şükür ki yağmur vardı ve parti olması gerekenden çok daha az rağbet görmüştü. bu arada sağ kulağımın kökü dolaylarına bıraktığı ve hala devam eden ağrı daha fazla acıtıyor canımı.

aslında bugün de içimden büyük bir diyesim var. aslında içimden demeye başlayıp karşıma ilk çıkan insanın oğluna doğru kusasım var bu u ama korkuyorum şahsen. korkuyorum korkutmaktan ve dahi korkuyor olmaktan.

gözlerimi kapatıp uyuyasım vardır belki de. hani teorisinden yola çıkarak uygulamak istiyorum sanki bunu. a bakacak olursak aslında tüm yazılı kaynakların belirttiği üzere tek bir ilacım vardır benim. ama o kadar korkamadım hiç. ulan belki de korkuyorumdur ama şizoma çaktırmıyorumdur diye düşünüp durur buluyorum kendimi mesela. o zaman düşünmem gerekir mi diye içimden geçirmiyor değilim aslında. duruyorum. gözlerimi de kapatayım diyorum. işte o zaman karıştırıyorum dönen midem midir yoksa bulanan beynim midir anlamıyorum. belki de dur ama ben anlamıyorum.

diye bir çığlık atasım geldi birden ama susmak istiyorum. susuyorum.

ben miyim yoksa vücudum mudur sarhoş olan?
vücudum mudur yoksa sarhoşluk mudur kafa mı tutan?
sarhoşluk mudur yoksa ayıklık mıdır benimle kafa bulan?

0 Eleştiri: