Pazartesi, Mart 03, 2008

ov yeah!

enteresan haller içerisinde olduğumu sanıyorum pek derinden. böyle güneşin gözümüzün içine içine battığı ve fakat sıcaklık anlamında pek de önemli sayılabilecek bir atraksiyonda bulunamadığı günlerde içimde kümelenen sıkıntı bulutlarının etkisiyle olduğunu tahmin etmekteyim.

ne bileyim böyle tuhaf, sanki enginlere sığmayıp taşasım, dağları yırtıp coşasım varmış gibi geliyorlar yine bana.

günlerdir içimde birikip de duran bir takım düşüncelerin filiz veren tohumları olduğunu iddia ediyor olsam da yine de içimdeki o geveze ses tarafından farklı tınıların fısıldandığı hissine kapılıyorum inceden. farklı tınıların fısıldanması olayının nasıl hasıl olabildiğini ben de bilemiyorum. zira, her zaman olduğu gibi yine içimde konuşup duran bir gevezenin söylediklerini aktarıyorum herhangi bir kalp kadar temiz olmasını umut ettiğim bu sayfada akıp giden satırlara.

bir sıkıntı var. evet, farkındayım ki bir sıkıntı var. ancak bu sıkıntının olmaması gereken bir vak'a' nın olacak olmasıyla mı ilgili yoksa olmasını beklediğim şu vak'a' nın sürecinin bir miktar uzamış olmasıyla mı ilgili olduğunu pek çözemiyorum desem yeridir aslında.

anlayacağınız yine başladık antin kuntin durumların hasıl olmasıyla içine düştüğümüz sisli atmosferlerin içinde sağa sola bakıp işe yarar hiç bir halt bulamamaya. e olsun, alıştık. gayri bundan sonra da başka bir durumun ortaya ceh, ben geldim! edasıyla ortaya çıkarak şaşırtıcı bir durum olmasını beklemiyoruz ya efendim.

selametle.

Cumartesi, Mart 01, 2008

sıfırbirsıfırüçsıfırsekiz, cumartesi

şimdi böyle, son günlerle gayet sıkılmış bulunduğum her haliyle belli olan iş ortamından gayri kalan bir cumartesi sabahında parlak güneş altındaki istanbul'da felekten çalınmış bir gün edasıyla evde keyif yapıyorken insanın aklına türlü fikirler gelebiliyor. tv izlerken bile neler neler geçebiliyor insanın aklından. kalkıp fincanı halis sıcak çay ile doldurup gelene kadar, sadece salondan mutfağa kadar türlü hayati tehlikeler bile atlatabiliyor. sonra bilgisayar başında o sıcak ve kıymetli bardak çayı yudumlarken ansızın çalan bir telefon sizi bu keyifli durumun başka bir boyutuna taşıyıveriyor mesela. bir telefon konuşmasının bir insanı nerelere götürebileceğini tahmin bile edemezsiniz. gerçi hala daha telefon konuşmalarını ilçe sınırları içerisinde tutmayı başarabiliyorum ama ev yine de farklı bir durum. sonra telefon pat diye kapanır. hayır, aslında gayet medeni bir biçimde ayrılmışsınızdır ama her ne olursa olsun telefon pat diye kapanmıştır işte. ve sonra tekrardan bi mutfak ile salon arası gerilimi yaşarsınız, yine de banyodan salona geri dönmekten daha iyi olduğuyla avutursunuz kendinizi.

her neyse, sıcak bi' çay iyi gelecektir.